- Erhan Bey, Azerbaycan'daki faaliyetlerinizden çok etkilendim. Kariyerinize neden burada devam etmek istediniz?

- Türkiye'de bir Sanat Akademisi kurmuştum. Akademiye gelen öğrencilerin yüzde yetmişi Azerbaycanlı gençlerden oluşuyordu. Onları takip etmeye başladığımda çok yetenekli gençler olduklarını gördüm. Kimisi yönetmenlik, kimisi oyunculuk, kimisi de kişisel gelişim eğitimi almak için gelmişti. Onları takip ederken dikkatimi çeken bir nokta vardı: Bu gençlerin bir iki ay sonra ortadan kaybolduğunu gördüm. Araştırdığımda, bazılarının yeterli parası olmadığı, bazılarının da oturma izinleri nedeniyle kalamadığı ve bu nedenle eğitimlerini yarıda bıraktıkları ortaya çıktı. O yüzden madem onlar Türkiye'ye gelemiyorlar, biz Azerbaycan'a gidelim, orada kendi okulumuzu açalım diye düşündüm. "Gelemezseniz biz geliriz" dedik.

* Bir hafta on gün burada dolaşıp araştırma yaptık ve burada bir akademiye gerçekten ihtiyaç olduğunu gördük. Ama bir riskimiz de vardı: Bizden önce buraya gelenler hile yapıp kaybolmuştu.

* Azerbaycan benim için her anlamda özel. Bu yüzden akademiyi burada açtım. Dört yıldır Azerbaycan'da yaşıyorum ve hayatıma burada devam etmek istiyorum.

- Kaç yıldır Azerbaycan'da çalışıyorsunuz? Bu süre zarfında muhtemelen birçok şeye tanık oldunuz. Faaliyet alanınızda değiştirmek istediğiniz bir şey var mı? Elbette, hem Türkiye'de hem de burada var. Sinema alanında altın değerinde, hayata geçirmek istedikleri projelerle yetenekli gençler var. Türkiye'nin bu konuda önde olduğunu söylemeliyim. Türkiye'de ihtiyaç sahibi yetenekli insanların elinden tutuyorlar, onları destekliyorlar. Burada böyle yetenekli gençlere destek olan, onların umudu olan insanların olmasını çok isterim. Mesela burada bir proje üzerinde çalışıyorum ve dışarıdan desteğe ihtiyacım var. Bu destek kime? Tamamen gençlerimizle ilgili, daha üst seviyelere çıkabilmeleri için. Gençlere destek olmayı çok isterim. Destek olsaydı, Azerbaycan gençleri de yükselirdi. Burada çok özverili oyuncular, yönetmenler ve inanılmaz derecede mükemmel bir kurgu ekibi var. Ama bu insanlara gelişmeleri için yardım edilmesi gerekiyor. - 4 yıldır Azerbaycan'da yaşadığınızı söylediniz. Çocuklarınızın burada aldığı eğitimden memnun musunuz?

- Evet, çok memnunum. Burada bir Türk okulunda okuyorlar. Kızım yedi, oğlum dokuz yaşında. Türk Anadolu Lisesi'nde okuyorlar. Buradaki eğitim, Türkiye'deki eğitimden biraz farklı. Özellikle çocuk gruplarında çocukların boş zamanı yok. Her zaman yapacak bir şeyleri oluyor. Mesela biri piyano çalarken diğeri başka bir işe yönlendiriliyor. Bu nedenle çocuklarımın burada okumasını uygun buldum.

Dünyanın birçok yerinde festivallerin ve konserlerin atmosferini göklere taşıyan, İnsansız Hava Aracı (İHA) Teknolojisi ve Operatörlüğü bölümünden mezun olan 2003 doğumlu Hilal Altuntaş, hem İHA'ların üretim ve geliştirme süreçlerinde hem de çeşitli sektörlerde İHA'ları kullanma ve yönetme konusunda uzmanlaşmıştır. 

Bu kez Azerbaycan'da düzenlenen 14 dakikalık drone gösterisinde, 500 ışıltılı drone eş zamanlı olarak havalanarak Azerbaycan ve Sea Breeze tatil beldesinin sembollerini Hazar Denizi'nin gece gökyüzünde resmetti. Gösteri için hazırlanan müziklerde tarihi muğam unsurları kullanıldı ve havada büyük bir hilal parladı. Festival kapsamında, In-Grid, Kevin McCoy, Secret Service ve Kosheen gibi birçok efsanevi sanatçının yıldızları Sea Breeze Şöhretler Geçidi'ne yerleştirildi. Sanatçılar, hatıra çerçeveleriyle fotoğraf çektirerek teşekkürlerini sundular. 

 Havada ışıkla kelimeler dokuyan sihirli ellerin sahibi Baş Pilot'u ve ekibini kutluyoruz! Sahneye sığmayan coşkuyu, gökyüzünde parlayan mesajlarla bu kez Bakü'de insanları hayran bıraktılar.

 Baş Pilot, sadece bir pilot değil, aynı zamanda bir sanatçı. Gökyüzünü tuvaline dönüştürerek, renkli ışıklarla yazılan her bir kelimeyle, katılımcıların kalbine dokunan mesajlar iletiyor. Festival ruhunu yansıtan sloganlardan, konserlerin enerjisini artıran sözlere kadar, havada beliren her harf, o anın büyüsünü katlıyor.

 Bu göz alıcı gösteri, sadece teknolojik bir başarı değil, aynı zamanda yaratıcılığın ve hassasiyetin birleşimi. Baş Pilot'un titiz çalışması ve sanatsal vizyonu sayesinde, festivaller ve konserler sadece işitsel bir şölen olmaktan çıkıp, görsel bir şahesere dönüşüyor. Gökyüzünde süzülen ışıklı sözler, her etkinliği benzersiz kılan bir imza haline geliyor. 

 Baş Pilot'un bu benzersiz yeteneği, gelecekteki etkinliklerde de bizleri büyülemeye devam edecek gibi görünüyor. Alkışlar bu yaratıcı ruha ve gökyüzünü aydınlatan dehasına ! 

  Uzun süredir titizlikle hazırlıkları süren, Türk tarihinin büyük destanlarını ekrana taşıyacak yeni bir dizi projesi izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.  18 yılın ardından Arka Sokaklar dizisisinden ayrılan Orhan Oğu'un yöneteceği dizi “TURAN- Adanmış Ruhlar”, deneyimli akademisyenler ve sektörün önde gelen isimleri tarafından kaleme alındı. 

Siesta Film & Perspective Film ortak yapımcılığında çekilecek dizinin yapımcıları Ahmet Sinan Güzel ve Veli Kayır. Sekiz büyük Türk devletinin tarihini ve mücadelelerini ekrana taşyacak dizinin başrolleri henüz belli değil.

“TURAN (Büyük Türk Devletleri): Adanmış Ruhlar” adlı televizyon dizisi, Türk milletinin tarihindeki sekiz büyük devleti konu alacak. Uzun süren yapım toplantılarının ardından, dizinin televizyon kanallarıyla anlaşma süreci tamamlandı ve kısa süre içinde ekranlarda izleyiciyle buluşması bekleniyor. Türkiye’nin ikinci yüz yılının en önemli projelerinden biri olmaya aday bu dizi, uzun yıllar seyircisini ekranlara kilitlemeyi hedefliyor. 

Muhammed Osmanlı (İstanbul) 

 Tədbirin açılışında Azərbaycan və qardaş Türkiyənin dövlət himnləri səsləndirilib. Şəhidlərimizin əziz xatirəsi bir dəqiqəlik sükutla yad edilib.

 Daha sonra Elçin Axundzadə Azərbaycanın fəth etdiyi zirvələrdə Heydər Əliyevin imzasından, Ümummilli Liderin özünün həyatına verdiyi töhfələrdən danışıb.